30 Ağustos 2013 Cuma

Kürt İnanç ve Felsefesi; Zerdüştlük….

Zerdüştlük dini, ateşin kutsal sayıldığı dinlerden biridir ve ateş, bu inancın tanrısı Ahura Mazda’nın ruhu ve oğludur. Bununla ilişkili olarak ateş, iyi ve kötüyü birbirinden ayıran tanrısal bir güce sahiptir. 

İnsanlık, varolduğu, kendini sorguladığı ilk günle birlikte, iyilik ve kötülük arasındaki çizgiyi kimi zaman tanrısal güçle, kimi zaman bilimle, felsefeyle değerlendirmiş ve bu alanda kendisine sunulan veya geliştirdiği yöntemleri kendisine rehber saymıştır. Şüphesiz her iki yöntemin de insanlık tarihinde belirleyici rolleri vardır. Bununla birlikte tanrısal inanç boyutunda çok çeşitlilik göze çarpmaktadır. Bu inançlardan bazılarının felsefi yönü de olan inanç türlerinin olması ise özellikle dikkat çekicidir (Budizm, Zerdüstlük, Alevi inancı vs… ). Bu yazıyla, tarihte en eski tek tanrılı inançlardan olan ve de Kürtlerin İslamiyet’ten önceki inançları olan Zerdüştlük ve kurucusu olan Zerdüşt konusunu kısaca değerlendirmeye çalışacağız.

Zerdeşt - Zerdüşt


Zerdeşt, Zerdüşt, Zarathuştra, Ziradeştra ve benzeri isimler kullanılır. Zerdüşt ve benzeri kullanımlarda geçen kelimeler hep Kürtçe'dir. Zer:sarı dest:ova ra: ismin -e hali (to, for prepositions; Almanca'daki zu praposition) veya Zara:söylemek deşt:doğru "Doğru söyledi" anlamına gelir. Tam adı Zerdeştra Sipitama'dır... (Kürtçe: Sarı ovaya saf ışığımız gibi bir anlamı olmaktadır) Kürdistan'ın Urmiye bölgesinde dünyaya gelmiştir. Türk kaynaklarına göre anlam olarak olarak Zerdüşt kelimesi (Zoroaster , Zaraoster), Zarathustra nın Yunanca karşılığıdır (Zarath: güzel, doğru; üstra: develer demektir). Güzel develere sahip olan anlamını ifade eder. Halk dilinde ise Zerdüşt, yaşayan yıldız olarak nitelendirilir. 

Zerdüşt kelimesinin anlamı ve Zerdüşt hakkında daha fazlası için Zerdeşt - Zerdüşt kimdir? i tıklayınız!

Kısaca bahsetmek gerekirse; tarihte Zerdüşt dininin yaratıcısı olan üç peygamberden bahsedilir. I. Zerdüşt yaklaşık olarak M.Ö 3000 yıllarında yaşayan Mahabat, II. Zerdüşt yaklaşık olarak M.Ö 2040 yıllarında yaşayan Haşeng (bunun Hz. İbrahim de olduğu söylenir), III. Zerdüşt ise M.Ö 660 yaşayan Zerdüşt ün kendisidir. Konu olarak ele alacağımız III. Zerdüşt bilge ve ileri bir düşünce adamı ve filozoftur. Bazı tarihçiler, onu İranlı olarak tanıtıyorlarsa da, bu sav doğru değildir. Zerdüşt ün kutsal kitabı Zend Avesta nın sade bir Kürtçe ile yazılmış olması, onun Kürt olduğu kanısını doğrular. Zerdüştlük esas olarak III. Zerdüşt tarafından sistemleştirilip yaygınlaştırılır. Zerdüşt ün kurduğu dinin adına Mazdeizm denilir. Zerdüşt Mazdeizm ile tek tanrılığa yönelirken, egemenlerin gücüyle bütünleşen çok tanrılığı aşar ve tanrıyı egemenlerden alarak, insanlığın özlemleriyle birleştiren bir güce dönüştürür. Soran, sorgulayan tanrının kötülükleri affetmeyeceğine inanır, bu nedenle kötülüklere karşı savaşımını bir tanrı emri olarak öne sürer. 
Zerdüşt ün güçlü bir filozof ve düşünce adamı olduğunu, doğa, toplum ve insan gerçeğine ilişkin bilimsel perspektiflerinde görmek mümkündür. Örneğin Antikçağ Yunan filozoflarının hareket noktası, Zerdüşt inanışının geliştirdiği kavramlara dayanır. M.Ö 538 dönemlerinde yaşayan Theopampos, Ahura Mazda ve Ehriman arasındaki mücadeleyi tabiatın kendi içindeki kanunu olarak algılar. Bu noktada yeri gelmişken doğru anlaşılabilmesi açısından hemen açıklama gereği duyuyorum ki, Zerdüştlük inancında Tanrı kabul edilen Ahura Mazda “Aklın Efendisi” ile sembolize edilir, Ehriman ise kötülüğün güçlerini temsil eder. Ve iyilik-kötülük mücadelesi bu noktada başlar. Yunan felsefesinin Zerdüşlük’ten etkilenme yönündeki diğer bir örneğini ise Heraklitos’da görebiliriz. Heraklitos (Anadolu da Efes de yaşayan Sokrat öncesi filozoftur. Heraklitos doğadaki her şeyin sürekli değişim içinde olduğunu öne sürmüştür) hareket kuramında Zerdüşt ün karşıtlar mücadelesi çizgisinden etkilenir. Bundan yola çıkarak, Zerdüşt ün gök, ışık, güneş ve diğer göksel varlıkların çözümlenmesini yorumlar, bununla fiziksel evrenin öz devinimlerini formüle eder. Zerdüşt ün felsefi inancının dünyanın beş temel elementten oluştuğunu belirtir. Bunlar toprak, su, ateş, hava ve bitkidir. Bu tespitler kuşkusuz yerindedir. Zerdüşt inancının yaşandığı Mezopotamya bölgesinin coğrafi konumu ve yaşam koşulları bu tespitlerin kaynağını oluşturur. Mezopotamya’nın elverişli topraklarını da düşünecek olursak, Kürtlerin yaşamında doğa koşulları ve tarımın dini inançlarını dahi şekillendirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Zerdüşt inancı, dünyanın dört evreden oluştuğuna inanır. Birinci dönemde iyilik ve kötülük ortaya çıkar. İkinci evrede dünya karanlığa, felakete ve kötülüklere gömülür. Üçüncü evrede iyilik ve kötülük mücadelesinde iyilik kazanır Zerdüşt halklara doğruyu, adaleti göstererek karanlığı ve aydınlığı birbirinden ayrıştırır. Dördüncü evrede ise her tür kötülük ve karanlık kaybolacak, dünyaya barış ve kardeşlik hakim olacaktır. Zerdüşt burada dünyayı aşamalara ayırırken, ilk dönem insanın yaradılış dönemini konu alır. İkinci dönemde, tufanla insanoğlunun uğradığı felaket vurgulanır. Üçüncü dönemde, Zerdüştlük ve sonrasında gelişen uygarlığa vurgu yapılır. Dördüncü aşama da ise insanoğlunun geleceğe dair taşıdığı umuda, özgürlük düşlerine çağrışım yaparak, geleceği tasavvur eder.

Tarihte Zerdüştlük, ilk defa insan iradesine özgürlük tanıyan ve iradeye önem atfeden bir düşünüş olur. Burada özgür irade, felsefenin başlangıcı ve dinin kul anlayışının reddi olmaktadır. İlk felsefenin (Hint, Çin, Batı felsefesi) Zerdüşt ten dünyaya yayıldığını belirtmek abartı olmaz. Bu yönüyle gerek felsefede gerekse inanç boyutunda çok özel bir yere sahiptir.

ZERDÜŞTLÜKTE ATEŞ
Zerdüştlük dini, ateşin kutsal sayıldığı dinlerden biridir ve ateş, bu inancın tanrısı Ahura Mazda’nın ruhu ve oğludur. Bununla ilişkili olarak ateş, iyi ve kötüyü birbirinden ayıran Tanrısal bir güce sahiptir. Bu inanca göre, ateş bütün varlıklarda bulunur ve canlı ve cansızlarda farklı biçimlerde var olur. İnsanda, hayvanda, bitkilerde, gökte ve yerde bu ateşi değişik zaman ve durumlarda görmek mümkündür. En kutsal olan ateş ise, Tanrı Ahura Mazda ile insan arasındaki ateştir.

Zerdüştlük inancında esas olarak ateşe üç anlam veriliyor. Ya da bu üç anlamda ateş kutsaldır diyebiliriz. Bunlardan ilki, ateşin başlangıcı ev ateşi yani ocak ateşi kabul ediliyor. İkincisi kurbat ateşi (sürekli yanıp kötülükleri uzaklaştıran ateş). Üçüncüsü halk topluluklarınca meydanlarda yakılan ve etrafında eğlenilen ve aynı zamanda ateşle temasa geçerek veya içinden geçerek suç ve günah işlemiş olanlar kime karşı suç veya günah işlemişse onun yakacağı ateşten geçerek kendini temize çıkarması ve suçunu affettirmesine yönelik yakılan ateş ki bunun en güzel örneği de Newroz ateşidir. Ayrıca yine bu inanca göre ateşin kirletilmesi (kutsallığını bozacak şekilde kullanılması), ateşe su dökülmesi hoş görülmez. Ayrıca ateş sadece suç ve günahlardan arındırıp temizleyen özelliğinin dışında ilahi güç, kuvvet ve kudret veren bir kaynak olarak görülür. Çünkü ateşin Tanrı Ahura Mazda’nın oğlu olarak inanılmasının yanında insanların ruhlarının da ateşten geldiği ve ölümden sonra da ruhların yapılmış olduğu ateşin çekileceği ve onunla birleşeceğine inanılmaktadır.

KUTSAL KİTAP

Zerdüştlük inancının kutsal kitabı, hikmet ve bilgi anlamına gelen Avesta dır. Avesta, üç ana bölümden oluşur. Yasna adını taşıyan ilk bölümde dini törenlerde okunan ilâhiler yer alır. Zerdüşt e ait olduğu kabul edilen Gatha lar da bu bölümdedir. Toplam 896 mısradan oluşan Gatha’lar, Gat denilen beş manzumedir. Manzumeler Esnud Gat, Uştad Gat, Spentmend Gat, Vaşnu Hişter Gat ve Vehiştvet Gat adlarını taşırlar. Çeşitli ilâhilerin oluşturduğu ikinci bölüm Yast adını taşır. Videvdat denilen üçüncü bölüm de “şeytanlara karşı kanun” biçiminde adlandırılır. Bu bölümde şeytanlara karşı tılsımlar ve temizlenme kuralları yer alır.

ZERDÜŞTLERİN YAŞAM BİÇİMLERİ VE PRENSİPLERİ

Zerdüştlük inancına göre Tanrı kadın ve erkeği bir arada ve birbirine arkadaş yaratmıştır. Arkadaşlar arasında eşitliği temel alan bu inançta kadın ve erkek eşit olarak kabul edilmektedir. Zerdüşt inancının gelişip yayıldığı bölgelerde çok eşliliğin azaldığı ve tek eşliliğin arttığı görülmüştür. Zerdüştilikte, doğru yaşama, ahlaki emirlere uyma esastır. Ahlaki emirler; iyi düşünce, iyi söz, iyi iş diye özetlenir. Fakirlere cömert davranma, yabancılara misafirperverlik, bütün lekelerden uzak kalma, toprağı sürme, sığırlara bakma, sıkıcı şeyleri imha da faziletli işlerden sayılır. Bazı cinsi konular ve ölü bedenine temas, kirlenmeye yol açar, özel ayinler gerektirir. Yine Zerdüşt inancı her alanda tarım ve hayvancılıkla uğraşılıp bol üretimin sağlanmasını tavsiye etmektedir. Temiz hayvanlardan sayılan köpek ve kedinin öldürülmesini büyük günah saymaktadır. Döllenmeyi ve çiftleşmeyi önleme kesin olarak yasaklanmıştır. Bu inançta şarap içkisi için, dini ibadetle ilgili olup, dini düşüncelerin geliştirilip derinleştirilmesi ve ruh gözünün açılması amacıyla içilmekte olduğu vurgulanır. Avesta nın Gatha bölümünde belirtildiğine göre dini inanç alanında şarkı ve şiirlerin önemli bir yeri olduğu görülür. Cenneti şarkılı bir yer olarak değerlendirdiği dikkate alınırsa bunun önemi daha iyi kavranır.

Görünen odur ki; yaklaşık 3000 yıllık bir tarihi olan Zerdüştlük inancının çıkış dönemlerindeki koşulların da düşünecek olursak, bunun sadece inanç biçimi olarak değerlendirmenin hatalı olacağını söyleyebiliriz. Yaşam biçimleri ve öğretilerine bakıldığında ise günümüzdeki birçok inanç biçiminin çok önünde olduğunu da görmek mümkündür. Bu noktada akla gelen diğer bir konu ise bu türden bir inancı yaşamış bir haklın felsefi ve inanç boyutunda ne denli derin değerlere sahip olduğudur.

1 yorum: